15 Mart 2012 Perşembe

Bu cemre nereye düştü?


2 yıldan fazla olmuş..
Kim bilir geçen o kadar zaman içerisinde neler yaşadım, neler yaşandı..
Hesabını yapamıyorum şimdi.
Sanırım en büyük değişiklik çalışmaya başlamam oldu. Hemen arkasından yüksek lisans..
Annelik, çalışma hayatı ve öğrencilik bir araya gelince, başka hiçbir şeye vakit ayıramadım ve zavallı bloğum da kenarda kalıverdi..
Kızım ise kocaman okullu bir cadı oldu. Bu süre zarfında bir bakıcı, iki yardımcı ve bir de okul eskittik:)
Birileri geldi, birileri gitti..
Olmaz dediklerim oldu, olur dediklerim kaldı..
Velhasıl yine bir bahar geldi kapıya dayandı..
Ağır bir kış geçirdik ama özlediğimiz o bembeyaz kar bize eğlence oldu hep.
Hala yağmurlar ve soğuk dinmedi ama bilmesi bile güzel; bahar çok yakın..
Tekrar merhaba.




26 Kasım 2009 Perşembe

İYİ BAYRAMLAR



Sevgili truflarım yarın yenmek üzere hazırlar:)
Ağzının tadını bilen bir aile olarak,-hatta sülale diyelim-çeşit çeşit tatlı tüketiyoruz her bayram:)
Kurban bayramlarını bir başka seviyorum. Her nekadar telaşlı, yorucu olsada ve ilk gününden birşey anlamasakda, bir masanın etrafında, tüm ailenin kalabalığını topladığı için ayrı bir anlamı var..

Hayırlar getirecek, mutlu, huzurlu, neşe dolu bir bayram geçirmeniz dileğiyle,
Sevgiler..

21 Kasım 2009 Cumartesi

FRANSIZ SÜİTİ




Kitap okumak, şu anda rutin olan hayatımı hareketlendiren tek şey.
Tabi kızım Beren'i saymazsak...
Bambaşka dünyaların içine yol alıp, birazda başka insanlar (hayali bile olsa) kafa yormak, meşgul olan zihinlerimizi dağıtmak için çok iyi bir yol.
Tamam kendi adıma konuşayım, benim için en keyifli çıkış yada kaçış diyebilirim..
Üstte kapağını gördüğünüz kitabı merakla almıştım..
Son kalan kitabım bitmek üzereyken gider, birkaç tane kitap seçerim kendime..
Bir-iki ay önce almıştım bu kitabı.
Arka kapağındaki ve eleştirmenlerden aldığı yorumlarla daha bir merakla okumaya başladım..
Ama ne büyük bir hayal kırıklığı!
Çevirmen kitabı mahvetmiş!
Olaylar birbirinden kopuk, beş on sayfa önce bahsedilen şey, sanki yeni bir konuymuş gibi sunuluyor. Birkaç sayfa sonra anlıyorsun ki, bunu zaten anlatmış başlarda.. Ucu başı belli değil..
Avrupa'da yapılan Yahudi soykırımıyla ilgili başyapıt olmaya aday olan bu kitabı biz ne yazıkki aynı tadı alarak okuyamıyoruz.. Birkere kitaptaki tarihi bilgileri kaçırıyoruz ister istemez. Çünkü zaten çevirmenin kendi
kaçırmış çeviriyi yaparken.
Sadece çevirmenin hatası değil tabiki, editörde buna ortak olmuş..
Hayatımda ilk kez, bir kitabı yarım bıraktım, okuyamayacağım dedim..
Çünkü sürükleyeceği,  meşgul edeceği yerde, insanı deli ediyor..
Bir kez daha anladım ki, kitabı yazan kadar, onu çevirende sanatçı..
Çevirmenlerin önemini birkez daha anlıyor ve hepsine saygıyla teşekkür ediyorum.
İyi çevirmenlerin hakkını yememek gerekiyor..
Çünkü kötü çevirmen kitabı bir enkaza çeviriyor.
Fransız Süiti canlı bir örneği.
En yakın zamanda iyi bir çevirmen ile yeni basımını okumayı diliyorum..

20 Kasım 2009 Cuma

ÇOCUKLAR..



Dünyada bir çocuğun gülümsemesinden daha değerli başka ne olabilir ki?
Masumiyetin yegane tanımı bir çocuğun gülümsemesi değilde nedir..
Onları mutlu yada mutsuz edecek olan bizleriz..
Mutlu edeceğimiz, yeteceğimiz, hakkı olanı verebileceğimiz kadar çocuk yapalım..
Zevklerin, hırsların, savaşların, soykırımların, kıtlıkların, afetlerin, zulümlerin kurbanları olmasınlar..

Nazım'ın dediği gibi; "Çocuklar öldürülmesin, şeker de yiyebilsinler.."
Mutlu çocuklarla dolu bir dünya dileğiyle...

Dünya Çocuk Hakları Günü kutlu olsun.

22 Ekim 2009 Perşembe

KUMPİR




Dünyanın en güzel yemeklerinden biri bence kumpir. Sadece kumpir ve makarna ile bir ömrü geçirebilirim sanırım. (Tabi nutellayı yemekten saymıyorum:))
Evde haşlanmış patatesle yapılan kumpirleri hiç bir zaman sevemedim. En sonunda bu tarif ile evde kumpir yapmak ve yemek lezzetli hale geldi.

Malzemeler
4 adet büyük boy patates
1 su bardağı kadar rendelenmiş kaşar
Bir yemek kaşığı tereyağ
Üzeri için isteğe göre; sucuk, sosis, haşlanmış mısır, közlenmiş kırmızı biber, kornişon turşu, siyah-yeşil zeytin.
(Ben koymadım ama dilerseniz amerikan salatası, mantar gibi aklınıza gelebilecek ve sevdiğiniz diğer malzemeleride koyabilirsiniz)
















Yapılışı

Önce alüminyum folyolara sarıp küçük çentikler attığımız patatesleri 200 derecelik fırında 30-45 dk arasında pişiriyoruz. Bu arada üzerine koyacağımız malzemeleri küçük küçük kesip, sosis, sucuk gibi pişirilecekleri pişiriyoruz. Sonra fırından çıkardığımız patateslerin hiç soğumadan kabuklarını ayıklıyoruz. Kaşar ve tereyağınıda ekleyerek iyice eziyoruz. Borcama serdiğimiz patatesli harcın üzerine malzemeleri gezdirip servis ediyoruz. Ketçap ve mayonez tercih etmiyoruz ama barbekü sos ile muhteşem oluyor.
Afiyet olsun..